27 Aralık 2010 Pazartesi

FikriMühim ve nestlé nesfit kırmızı meyveli

FikriMühim-Türkiye'nin ilk ağızdan ağıza pazarlama ajansı

nihayet benimde fikrimühim hediye paketim geldi, sabah kocaman bir kutuyu kargocunun elinde görünce şaşırdım, ve

nesfit kasesi
oto kokusu
235 gr nestlé nesfit kırmızı meyveli
8 adet 1 TL lik inidirmi kuponları






gerçektende nestlé nesfit kırmızı meyveliyi beğendim, doğum sonrası muzdarip olduğum kilo sorunumdan dolayı yemediğim tam tahıllı gevrek kalmamıştı, ve en fazla 3 gün dayanabiliyordum tatlarına, sonunda sevgili bedişime kalıyordu ve o da çerez gibi tüketiyordu.
sabah kargoyu açtığımız zaman yüzündeki ifade ve şu cümle şunlardı :



-yaşasın kargom gelmiş annem bana cornflakes almış (tüm tahıl gevreklerimizin ortak adı)
-bu benim senin değil anne...

çocuk biliyor tabi, anne sonunda yemiyor aldıklarını, hepsi kendisine kalıyor...
ama bu sefer anne beğendi, sadece şekerli tahıl tadını almadım, şekerle bütünleşen ekşi kırmızı meyveler, ahududu, çilek, vişne... şekerli tahıl tadı insanı baymıyor,
diyettekilere tavsiye ederim...


Fikri Mühim kimdir?


•Türkiye’nin ilk ve tek Ağızdan Ağıza Pazarlama / WOMM (Word of Mouth Marketing) hareketidir.


•Markaları yönlendirme gücünü bizzat tüketiciye veren bir pazarlama devrimidir.


•Günlük hayata ve bu hayatın ayrılmaz bir parçası olan sohbetlere yepyeni bir anlam ve amaç yükleyen benzersiz bir oluşumdur.


•Tüketiciye üreticiyi etkileme şansı veren; ürün, hizmet ve reklamlara “ben de varım” diye haykırma olanağı tanıyan emsalsiz bir fırsattır.


•Fikirlerinizin; gazete ve televizyonlarda gördüğünüz iş adamlarına, yöneticilere ve CEO’lara kadar ulaşmasını ve onlar tarafından mühimsenmesini sağlayan bir iletişim platformudur.


•Günlük yaşamda kullandığınız ya da tecrübe sahibi olduğunuz ürün ve hizmetler hakkında yaptığınız konuşmaların, uçup gitmek şöyle dursun, markaları yönlendirecek kadar güçlü hale geldiği bir sanal ortamdır.


•Şeffaflığı, dürüstlüğü ve interaktif iletişimi esas alan, mühim fikirli insanların gönüllü marka temsilciliği üzerine kurulu, renkli bir web sitesidir

26 Aralık 2010 Pazar

Tekin Acar Cosmetics bu kampanya kaçmaz

Tekin Acar Cosmetics



tekin acarın kampanyasını kaçırmayın: sitenin anasayfasındaki üstte bulunan resmi tıkla istenilen sorunun cevabı:

çin gülü  ve lotus çiçeği kampanya 31 aralığa kadar... başarılar

22 Aralık 2010 Çarşamba

mutfaktayiz.biz

mutfaktayiz.biz

binlerce tarif ve farklı bir site, mutfaktan takıldığınız herşeyi sorabileceğiniz usta aşçılar her türlü soruda yanınızda, beğendiğimi birkaç tarifi aşağıya yazıyorum:

 hindistancevizli kakaolu kurabiye: gönderen seda



  • Malzemeler
  • 1 yumurta
  • 1 su bardak Dr. Oetker Pudra Şekeri
  • 1 Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 1 Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 250 gr yağ
  • 2yemek kaşık Dr. Oetker Kakao
  • 1 çaybardak hindistan cevizi
  • 2 yemek kaşık tozşeker
  • aldığı kadar un

    • Hazırlanışı
  • eritilmiş yağın içine yumurta sarısı eklenir.ardından pudra şekeri, un, vanilya, kabartma tozu ve kako eklenir.kurabiye hamuru elde edilir.diğer kabta hindistan cevizi, tozseker, yumurta akı karıştrırlır.kakaolu kurabiye hamuru içliköfte tarzında oyuklar oluşturulur içlerine hindistan cevizli karışımlar konur.hamurlar kapatılır ve tepsiye konur.180 derecede pişirilir.pişip servis tabağına konulduğunda isteğe bağlı olarak pudra şekeri üzerine dökülebilir.




saray lokumu: gönderen yasmen



  • Malzemeler
  • 3 su bardağı süt
  • 3 kaşık un
  • 6-7 kaşık toz şeker
  • 1 paket vanilya
  • 3-4 kaşık Kakao
  • 1 paket sütlü çikolata ve ya bitter çikolata(ben yarım çay bardağı damla çikolata kullandım)
  • 1-2 paket hindistancevizi
  • yarım su bardağı süt ile
  • 1 paket Dr. Oetker Krem Şanti
    • Hazırlanışı
  • Öncelikle süt, un, toz şeker ve kakao pişirilir. Son aşama da vanilya ve çikolatayı ekleyip kremayı hazır duruma getirin. Küçük boy tepsi ya da borcamınıza bolca hindistan cevizi ekleyin. Kremayı azar azar ve dikkatlice borcama koyun daha sonra üzerine yoğun kıvamda hazırladığınız kremşantiyi sürün. Daha sonra buzdolabında dinlenmeye bırakın. Dolaptan çıkardıktan sonra dikdörtgenlere ayırdığınız (kremanın ortasına isterseniz muz koyabilirsiniz) kremayı rulo şeklinde sarın. Çatlayan yerleri hindistan cevizi ile gizleyebilirsiniz.
    İsterseniz ruloları küçü dilimlere ayırarak da servis edebilirsiniz. Afiyet olsun...

16 Aralık 2010 Perşembe

okul öncesi eğitim setleri




ADIM ADIM NEDİR?
        İlk bakışta bir kitap dizisi gibi görünse de Adım Adım, bundan daha öte bir medyadır.
Adım Adım geleneksel eğitim-öğretim araçlarının yanı sıra teknoloji tabanlı uygulamaların da kullanıldığı modern bir eğitim setidir.

     Çocukların kitaplara bakabilme becerisi, 9. aydan itibaren gelişir. Adım Adım, kolaylıkla özdeşlik kurabilecekleri görsel karakterlerle, çocukların ilgi odağı olur. Öte yandan, özgün olarak kurgulanmış oyunlar, hem çocukların oyun içinde gelişimini sağlar hem de anne babaların çocuklarıyla geçirdiği zamanın kalitesini artırır.
       Her ay adresinize gönderilecek Adım Adım setlerinin içinde:
  • Bebeğinizin aylık gelişimine uygun olarak hazırlanmış interaktif bir Adım Adım kitabı vardır.  Adım Adım kitapları, bebeğinizin/çocuğunuzun zihinsel, sosyal, motor ve duygusal gelişimini destekleyici etkinlikler ile ev ortamında nelerin daha iyi yapılabileceğini anlatan öneriler sunar.
  • Etkinlikler için gereken donanım, o ayki gönderinin içinde yer alır.
  • Yanı sıra, Türkiye’de eksikliği çekilen çocuk müzikleri/şarkıları, Adım Adım setinin bir parçası olarak her ay bebeğinizin/çocuğunuzun ruhunu şenlendirir.
  • Tüm bunlara ek olarak abonelere, sürpriz hediyeler, çocuk gelişimiyle ilgili bilgiler ve bebeğinize okuyabileceğiniz kitaplar da Adım Adım setiyle birlikte sizlere ulaşacaktır.


ADIM ADIM NE İŞE YARAR?
      Çocuklarının ihtiyaçlarının farkında olup bunları karşılayabilen, duygularını okuyup onların gelişmesi için yeterli alan sağlayabilen anne babaların çocukları kendilerini güvende hissederler. Adım Adım kitap serisi çocuklara, ama öncelikle anne babalara hitap ederek onların çocuklarıyla sağlıklı bir ilişki kurmalarına yardımcı olmaktır.

         Çocukların o ayki seviyelerine göre hazırlanmış her bir kitapta, zihinsel, sosyal, motor ve duygusal becerileri geliştirmek üzere kurgulanmış etkinlikler, anne baba ve çocuklar arasındaki ilişkinin desteğiyle, çocukların gelişimini destekler.
Adım Adım serisinde çocuğunuzun;

  • Yaşına uygun zihinsel, motor, dil ve sosyal-duygusal gelişimini takip edebilirsiniz.
  • Yukarıdaki gelişim alanlarını destekleyen aktivitelere ulaşabilirsiniz.
  • Duygusal gelişimi içerisinde karşılaşabileceğiniz zorluklarla ilgili aydınlatıcı bilgilere ulaşabilirsiniz.
  • Oyun yoluyla çocuğunuzla olan karşılıklı ilişkinizi güçlendirebilir ve onun gelişimini destekleyebilirsiniz.
  • aşı ilerledikçe genişleyen sosyal çevreye adapte olabilmesini destekleyebilirsiniz.
  • Hayal gücü ve yaratıcılığını geliştirirsiniz.
       Adım Adım serisi, çocuğunuzu sadece eğitmenizi değil, onunla keyifli bir ilişki kurmanızı sağlar. Bu sayede çocuğunuzun zihinsel, motor, dil ve sosyal-duygusal gelişimi desteklenir.

        Mikado Yayınları tarafından hazırlanan “Adım Adım kitap serisi artık 4 yaşa kadar da eğitim verebilecek kitapçıklar hazırladı. Anne ve babalar 48 aya kadar olan çocuklarının eğitimi için bu setten yararlanabilecekler. 4 yaşa kadar hazırlanan eğitim setlerinde serbest oyunu yönlendirecek farklı kitaplar ve aktiviteler yer almakta. Veliler tarafından büyük ilgi gören seri, çocukları ile sağlıklı ilişki kurabilmeleri için büyük bir yardımcı olmaya devam ediyor.

         PSİ Aile ve Çocuk Merkezi’nde Feriha Şenkaya Dildar liderliğinde hazırlan seri, 9 aydan 48 aya kadar gecen süreç içersinde çocukları hem eğitici hem de eğlendirici bir yolculuğa çıkartıyor.

      Aileye yeni bir bebeğin katılmasıyla değişen aile içi dengeler, ihtiyaçlar, endişeler ve merakları ele alan bu makaleler ailelere yol göstermeyi hedefliyor. 9 aydan 48 aya uzanan dönem için ise çocuğun duygusal, fiziksel ve zihinsel gelişim sürecinde ona eşlik eden bir yetişkinle, kolay ulaşılabilecek malzemelerle uygulanabilen oyunlar içeren aylık setler yer almakta. Bu aylık setler anneyle babanın çocuklarıyla keyifli ve kaliteli zaman geçirmesini hedeflerken aynı zamanda anne baba için bir rehber niteliği taşıyor. Setlerin içinde ayrıca çocuk müzikleri ve interaktif iletişim kurmak için gerekli oyuncaklar katılarak eğitim ile eğlenceyi bir arada harmanlıyor. 

15 Aralık 2010 Çarşamba

özlenen kar ve sevgili KAR'ı tanıyalım



dışardaki soğuk yetmiyormuş gibi ben birde bloğuma kar yağdırıyorum...



KAR: 
              Kar kristalleri üzerinde ilk araştırmaları yapan ABD'li Wilson Bentley, elli yıl boyunca kar kristalinin 6.000 fotoğrafı çekmiştir.

          
Kar, bir yağış çeşididir.
Çok sayıda kar kristal çeşidi olmasına rağmen hepsi altı köşelidir. Kar tanelerinin kristal yapıları birbirinin tıpa tıp aynısı değildir. Mikroskopla büyütülen kar taneleri üzerinde yapılan araştırmalarda, kristal yapıları birbirinin aynı olan iki kar tanesine rastlanmıştır. Kar kristalleri üzerinde ilk araştırmaları yapan ABD'li Wilson Bentley, gördüğü muhteşem sanat karşısında adeta büyülenmiş ve elli yıl boyunca sürekli kar kristali fotoğrafı çekmiştir. Elde ettiği 6000 resim içinde kristal yapıları birbirinin aynı olan iki kar tanesine rastlayamamıştır. Daha sonraları diğer bilim adamlarının sürdürdüğü çalışmalar neticesinde şimdiye kadar kar tanecikleri arasında aynı büyüklükte, aynı şekilde ve aynı sayıda su molekülü ihtiva eden iki kristal bile bulunamamıştır.
Çapları 2-4 mm, ağırlıkları ise yaklaşık 0,005 gram olan kar tanecikleri havanın gösterdiği direnç sebebiyle süzülerek (limit hızla) yere inerler. Bu inme sırasında tanecikler birbirlerini ittiklerinden yapışmazlar. Özelliklerini koruyarak yere inerler. Bunlar güneş ışığını tamamen yansıttıkları için beyaz olarak görülürler. Kar yağışı genellikle hava sıcaklığı -4 °C ilâ -20 °C arasındayken olur. Bu yağış, sıcaklık sıfırın altında birkaç derece olduğunda ağır, nemli, ebatları bir santimetreye ulaşan parçalar halinde gerçekleşir. “Lapa lapa kar yağması” tabiri bu durum için kullanılır. Atmosfer ile toprağın sıcaklıkları eşit olursa yüzeye ulaşan kar hemen erimez. Toprak sıcaklığı atmosfer sıcaklığının üzerinde ise, yere düşen kar kısa sürede erir.
Dünya üzerinde bir bölgede, kar yağışı olma ihtimali, o bölgenin ekvatordan uzaklık ve deniz seviyesinden yüksekliği ile doğru orantılıdır. Buna rağmen ılıman bölgelerin kara iklimi görülen kısımlarında, ekvatordan uzaklık ve denizden yükseklik şartları yeterli durumda olmasa bile, kar yağışı görülür. Yapılan araştırmalarda bütün yağışların altı veya sekizde birinin kar olarak gerçekleştiği anlaşılmıştır. Karın, tarım toprağını koruması ve nemli tutmasında önemi büyüktür. Kar, yeryüzü ve yeraltı su rezervlerinin ana kaynağıdır.
Kar, -8 °C’de, bitkilerin üzerinde ince bir hava tabakası bırakarak, bu bölgeyi 0 °C olacak şekilde örter. Kış boyunca toprak ve bitkileri donmaktan koruyan kar, ilkbaharda sıcaklığın artmasıyla eriyerek nehirlere ulaşır. Ayrıca kışın yağan ve dörtte üçü üst kısımlarda kalan kar, yaz kuraklığına karşı da toprağı ve bitkileri korumuş olur. Karda bulunan amonyak, kar erimesiyle birlikte toprakta kalır. Bu amonyak, azot bakterileri tarafından kalsiyum nitrat gibi azot tuzlarına çevrilerek bitkilerin azot ihtiyacını karşılar.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kar

11 Aralık 2010 Cumartesi

Eyüp Sabri Tuncer'den Kaçırılmayacak Yeni Yıl Kampanyası‏

Eyüp Sabri Tuncer Online Alışveriş Sitesi



Perfume Jewels Setinde Kaçırılmayacak
Yılbaşı Kampanyası!


10 Aralık - 31 Aralık
tarihleri arasında, sizler için kaçırılmayacak bir Yılbaşı Kampanyası yine
Eyüp Sabri Tuncer'den.

Dünya markası Perfume Jewels kozmetik ürün seti 40 TL yerine KDV dahil yalnızca 5.90 TL!

HEMEN TIKLAYIN... Bu fırsatı kaçırmayın, yeni yılda sevdiklerinizi mutlu edin!

10 Aralık 2010 Cuma

MONÇİÇİLERİM VE ESKİ ÇİZGİ FİLMLERE ÖZLEMİM





geçen markafoni sitesini gezerken bir anda çocukluguma gittim, çok severdim bu çizgi filmi, 1980' lerin sonunda yayınlanırdı, eskilerin herşeyi güzel çizgi filmleri bile, bedişime monçiçi diyorum bana kızıyo:


-ba ba ba ba annem bana moncici diyoy, ona kıj.... ben bedişim...

benim gibi çizgi film hayranlarına eskilerden birkaç örnek:


                                                                     alvin ve arkadaşları

atlantis kayıp dünya

                                                                        bay meraklı
 
                                                                              candy

 heidi

                                                               he-man

                                                              he-man iskeletor


                                                                      kalimero


                                                                       redkit

                                                                      şeker pempe


                                                                       taş devri


                                                                          temel reis


                                                                varyemez amca

   

                                                                       Yakari

                                                                         hayalet avcıları

7 Aralık 2010 Salı

SEVGİYİ ERTELEMEYİN...


   
                              KIRLANGICIN ÖYKÜSÜ

                           




Fırtınadan sırılsıklam bir geceye uyuyup, ışıl ışıl bir bahar güneşine uyanınca insan, uzun sürmüş bir kış uykusunun mahmurluğundan silkinmişcesine diriliyor ruhu...
Yorgun bir yılın sonunda, denizin tuzlu dudaklarından öpmeye koştuğum bir sahil kasabasında, elektronik posta kutuma düştü
"kırlangıcın öyküsü"...Öyle güzel, öyle yalındı ki, yazarını da, kaynağını da bilmemenin riskine rağmen, o 8 - 10 satırdan çocuksu bir masal yapıp, bu yılbaşı, hediye sepetinize koymak geldi içimden...
     

* * *

"Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş.
Cesaretini toplayıp penceresine konmuş.
Önce olabildiğince dik durmuş,
Sonra gagasıyla cama vurmuş.
'-Tık... tık tık...'Çok meşgulmüş adam... öfkeyle cama dönüp bakmış: '-Kimmiş onu işinden alıkoyan?'Kırlangıcın minik kalbinde amansız bir heyecan
Kırık sözcükler dökülmüş gagasından...
'-Hey adam, seni nicedir izliyorum.
Sorma nedenini, niçinini,
Ama galiba seni seviyorum'.
    
* * *


Şaşırmış adam, '-Sen de nerden çıktın şimdi,
Tam aklımı toplayacakken bozdun işimi...'
Şöyle bir tüylerini kabartmış kırlangıç,
ve aklındaki planı çıtlatmış:
'-Aç pencereyi beni içeri al sen,
birlikte yaşayalım ebediyen...
hem sofrada ortağın olurum,
hem evde eğlencen'.
Parlamış adam:
'-Şuna da bakın neler diyor bu...
Haddini bil, hiç kuş insana aşık olur mu?'
'-Soğuklar başladı bak, üşüyorum dışarda.
Alırsan içeri, deva olurum yanlızlığına da...'
Hepten kızmış adam, kovmuş kırlangıcı camın önünden

'-Yürü git işine, yalnızlığımdan memnunum ben"
Bükmüş gagasını zavallı kırlangıç,
Uçmuş semaya doğru, kanadı kırık...

* * *


Gel zaman git zaman,
kırlangıçın hemen ardından,
bizim adamı pişmanlık basmış:
'-Hay aptal kafam, ben ne halt ettim,
ayağıma gelen fırsatı teptim'.
Sonra teselli etmiş yalnız kalbini:
'-Sıcaklar başlayınca gelir kırlangıcım.
Onu içeri alır yalnızlığımı paylaşırım".
Kış geçip de yaz gelince, yalnız adam başlamış beklemeye...
Ama sevdalısı uğramamış bile bir kere...
Akın akın gelen sürülere sormuş,
Onun kırlangıcından eser yokmuş.
Öyle üzülmüş ki, gidip bilge kişiye danışmış.
Hem kırlangıcı, hem kendi eşekliğini anlatmış
Bilge kişi almış adamın mesajını,
Lakin üzüntüyle sallamış başını:
"A benim yalnız oğlum. Ne kadar efkarlansan azdır.
Çünkü kırlangıçların ömrü 6 aydır".


                                                                                   Can DÜNDAR

6 Aralık 2010 Pazartesi

işte o anlar

 
bir ara ntv' de haberlerden sonra işte o anlar adı ile görsel güzellikler yayınlanırdı, işte o karelerden bir kaçı:












29 Kasım 2010 Pazartesi

mutluluk resimleri





sevginin gücü



                                                         SEDEF ÇİÇEĞİ

   Mahkeme salonu lebalep doluydu. 70’ini geçkin iki ihtiyarın boşanma davası vardı o gün ve meraklı bakışlar altında oturuyordu bu yaşlı çift. Adamın inatçı bakışları vardı. Yaşlı kadın ise sinirden mi, yoksa ihtiyarlıktan mı titrediği belli olmayan elini kontrol altında tutmaya çalışıyor; bir yandan da yanında büzülmüş oturan eşine öfkeyle bakıyordu.
      Hakim, “Anlat” dedi tok bir sesle. “Neden boşanmak istiyorsun?”
      Yaşlı kadın bir kez daha öfkeyle baktığı eşinden aldığı gözlerini hakime çevirip derin bir soluk aldı ve “Yetti gayri” dedi. Heyecan ve öfkeden ağzı kurumuştu. Yutkunmak istedi ama yapamadı. Yine de ağzını aralayıp “Bu herif 50 yılımı zehir etti” dedi, işaret parmağıyla gösterdiği eşine hiç bakmadan.
     Salonda sessizlik hakimdi. Sinek uçsa kanat çırpışları duyulurdu. Asırlar gibi gelen sessizliği bu tür haberleri her gün sayfasına taşıyan bir gazete muhabirinin patlayan flaşı bozdu. Ardından diğer foto muhabirlerinin de harekete geçtiği görüldü. Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı? Resim çeken muhabirler fazla vakit kaybetmeden yerlerine dönerek defterlerini çıkarıp not almaya başladılar. Enteresan bir davaydı. Hepsi, gergin ve merak içindeydi. Fırsatını bulsalar kelimeleri yaşlı kadının ağzından kerpetenle söküp alacaklardı.
      Yaşlı kadın eşiyle göz göze gelmemek için biraz daha döndü ona sırtını. Yanağından süzülen gözyaşını diliyle alıp dudağını ıslattı ve devam etti: “Bizim bir sedef çiçeğimiz vardı… çok sevdiğim!” Yine eşini gösterdi, yüzünü dönmeden. “O bilmez… 50 yıl önceydi… Bana verdiği çiçekten alıp tohumlamıştım onu. Çocuğumuz olmamıştı. Ellerimle büyüttüğüm o çiçeği yavrum bildim. Sevip okşadım… Bir süre sonra çiçek kurumaya yüz tuttu. Kurur diye çok korktum. Her gece kalkıp sulayacağım, diye adak adadım. ‘İyi gelir’ demişlerdi. 50 yıl hiç aksatmadan yaptım bunu. Bu herif, bir gece olsun sulamadı! Hiç olmazsa geçen gece sulasaydı yine bir şey demeyecektim ama sulamadı! Takatim kesilmiş… uyuyup kalmışım.”
      Yaşlı kadın yorgun düşmüştü. Son bir gayretle kendini toplayıp noktayı koydu. “İşte ben böyle bir adamla 50 yıl geçirdim.. Ona hayatımı, umudumu verdim ama ondan gördüğüm hiçbir şey yok. Bir kerecik olsun benim işimi yapmadı. Onsuz daha iyi olacağımı düşünüyor ve boşanmak istiyorum.”
     Hakim, yaşlı adama dönüp “Diyeceğin var mı, beyamca?” dedi. Yaşlı adam şimdiye kadar hiç yargıç karşısına çıkmamıştı. Utanıyordu. Ayağa kalkıp bastonuna yaslandı ve tane tane konuşmaya başladı: “Askerliğimi, Reisicumhur Köşkü’nün bahçıvanı olarak yaptım. Envai çeşit çiçek vardı o görkemli bahçede. Sedef çiçeğini orada tanıdım. Fadime’mi de. Çok seviyordum, ona çiçek buketleri yapıp verirdim hep. İlk evlendiğimiz yıllardı. Boyun ağrısına tutuldu. Hekim, uzun süre yatmasının doğru olmadığını söyledi. ‘Her gece uykusunu bölüp uyansın ve boynunu oynatsın’ dedi.” Yaşlı adam, hâlâ sırtı kendisine dönük olan eşine baktı şefkatle. “Hekimi pek dinlemedi bizim hatun. Uykuyu seviyordu. Benim sözüm de para etmedi!” Yüzünden kimsenin görmediği bir gülümseme bulutu geçti ve zekice tebessüm ederek sözüne devam etti. “O günlerde, tesadüf, sedef çiçeği kurumaya yüz tuttu. Ben ona, ‘Gece sularsan çiçek kurumaz’ dedim. Adak adattım. Her gece uyandırdım ve seyrettim. O sevdiğim kadını, yavrusu bildiği çiçeği sularken seyrettim.”          
        Durdu ve hemen yanında oturan eşine baktı; tıpkı, geceleri çiçeği sularken baktığı gibi. Gözlerini ondan ayırmadan şöyle dedi. “Her gece o çiçek ben oldum sanki!” Yaşlı adam konuştukça büyüyor, etrafındakilerin dikkatini bir mıknatıs gibi üzerine çekiyordu.
        O yaştaki bir adamdan beklenmeyen bir hareket yapıp dimdik durdu ve “Her gece o yattıktan sonra kalktım” dedi, mahcup bir ses tonuyla. “Sedef çiçeği, gece suyunu sevmez, Hakim bey. Eşim yattıktan sonra, onun saksıya döktüğü suyu boşalttım hep.”
       İhtiyar adam ağırlığını öbür ayağına verdikten sonra tüm gücünü toplayıp; “İhtiyarlık işte” dedi. “O gece ben de uyumuş kalmışım. Suçlandım, Hakim bey. Sesimi çıkarmadım.”

24 Kasım 2010 Çarşamba

çok şükür bugününüme

              kaç gündür bedişimle yatıp bedişimle kalkıyorum benim meleğim... 3,5 yaşında, ama pazartesi narkozla uyutularak , önden 4 dişi çekilip, 7 dişi dolgu oldu. çok riskli bir ameliyattı, ama şükür bugünüme kızım küçük yaşına rağmen narkozdan çabuk uyandı ve dişlerine rahat müdahale edildi, cerrahi bir müdahale gerekmedi. herşey 2 yaşında iken uygulanan kansızlık demir eksikliği tedavisindeki   ferrum şurup yüzünden oldu

 
        annelerin dikkatine sakın ferrum şurubu kullanmayın... doğal besleyin, harnup pekmezi, baklagiller, tahıl, ve % 100 üzüm suyu. piyasada satılan üzüm sularına güvenip alabilirsiniz, nar ve üzüm suyu gerçekten katkısız olarak üretilen 2 meyve suyu bunu güvendiğim bi gazetenin  makalesinde okumuştum
         gerçi benim kızım iştahsızdı ilaçlara güvendik, ama şimdi canı daha çok yandı...zorla yedirin...

20 Kasım 2010 Cumartesi

eski bayramları özlüyorum...

               güzel bir bayramı daha bitirdik allahın izniyle... 
 gerçi artık çoğumuz bayramları tatil günleri olarak görüyoruz, bayramların bile tadı tuzu kalmadı...belki de büyüdüğümüz için çocuk masumiyetimizi yitirdiğimiz için bayramlarıda tükettik dünyanın telaşında...

sevgili arkadaşım aslı çok güzel anlatmış bugünlerimizi bayram msjında:

                   "Bir çocuk değilsemde artık, rengarenk şekerler konmasada avucuma, pırıl pırıl   insanlar biriktirdim kalbimde, masal güzelliğinde bir bayram dileğiyle..."

11 Kasım 2010 Perşembe

FATMA' NIN ELİ



Mor Takı; El Yapımı Takı, Gümüş Yüzük, Küpe, Kolye ve daha nicelerinin online satış adresi

Bu kolyeye bayılıyorum, ve daha birçok takıya. yeni bir adres keşfettim. istede çok güzel otantik ve değerli taşlarla işlenmiş mücevherler var. mücevher dediğime bakmayın gerçekten fiyatları uygun, http://www.mortaki.com/ şaşırtan ürünler ve fiyatlarla sizi bekliyor, size birkaç ürün resmi göstereceğim..
çitlembik yüzük altın kaplama, üstü kök yakut sadece 59 tl ayrıca 3 taksit




yakut gül kolye 57 tl


Açelya Küpeaçelya kolye, kök zümrüt, kök yakut , gümüş kullanılmış, 69 tl


Şakayık Kolyeşakayık kolye, kök zümrüt 59 tl...


                           ve daha birçok ürün, bu sayfayı geç keşfettiğim için çok hayıflanıyorum.. esen kalın.